12 Ocak 2010 Salı

bekir

başıma ağrılar girdiği şu gün, bidaha ne muhasebe görmek isterim,ne de okul.
karşılıklı çetin hesapların yapıldığı bu bilançoda,kendimi bıçaktan keskin kalemle deşmem doğruluğu yüksek olasılıklı şıkkımdı da,eledim neyse ki.

dolu geçirilmeye çalışılan boş saatler,bi insanın günlük yürüme sınırını sonsuz mil aşan ,bacaklarımın kendi kendine istemsiz gitmeye başladığını anladığım o yollar,bikaç dakika aramın olduğunu bildiğim her an müziğe girişmeler,mp3ün kendinden geçmesi,hepsi güne sığan gereksiz görünen baba ayıntılardı.

bi durgunluk vardı ya bugün üstümde,onun isteksizliğe dönüşmeden kalması için çaba sarfettim.sabrımı denemek misyonuyla operatörünün ona verdiği yetkiye dayanarak gönderildiğini düşündüğüm mesajlar ,20 sayfa notu 2günde bitirmeme izin vermeyen sıkılganlık,ders çalışma seanslarımı yarım saatte yeter lan diyip yarım saat mola vermeye kadar çekti.gerisini sen düşün.

ölümüne çalışmamın gerektiği şu saatlerde 1 cümleyi 5 kez okuyup anlamayan,işlemcisine virüs girmiş bu bünyenin,artık rahatlama vakti geldi diye düşünülür efenim.

kamaştığım varlığının beni terketmesi konusunda ısrarcıysan bizzat sen,
devamı yok bu cümlenin.
artık olamaz da zaten.

bloooog.
huzur ver bana,
huzur.

mutlu da uyuma.
hatta ;
uyuma.
benle kal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder