13 Aralık 2009 Pazar

öperim.

Yine hiç beklemediğim bi anda doğru bildiğim şeyin yanlış olduğunu öğrendim ya,artık yadırgamıyorum bu minik tesadüfleri,biliyosun.

bu sefer biraz daha dokundu diyelim , nitekim genel olarak insanların kabullenmek için 10dk düşündüğü enstantenelere,şaşırma tepkisi verecek kadar bile umursamayan bi insanın,3dk ağzının açık kalmasını basit bi olaya bağlamamak gerek pek tabii.


şöyle bi enstalasyon yapmak gerekirse şayet, 'canım' kelimesin kullandığın (evet benim için en özel kelime bu!) bi bireyin ,gözünde pespaye durumuna düşmesi için baya bişey yapması gerek di mi düz mantık olarak?

evet.

ve o,

yaptı.


hadi hayal kırıklığını,belki de ikili dialoglardaki en önemli ayrıntı olan güven kelimesini de göz ardı ettik,kolektif yaşama bilincine sahip olmadığını düşündüren bu hareketin,sana çok pahalıya patlayacak,bilesin...



Ah Azizim ..

bu körpelerde ne bi akıl kalmış,ne bi ar.

yılankavi oyunları üstümüze üstümüze oynamışlar da maskeleriyle,bendeniz geç farketti bunu.

yarim olmasaydı,daha bu çorbanın içinde çok dönerdim de,neyse.


insanın savunduğu gerçeklerin yalan olması bi kenara,gerçeklerin insanı keklediğini ,' salak' yerine koyduğunu farketmesi çopur suratları kan gölüne çevirme isteği yaratıyor kişide.


ha şu sinirle,şu kadar sakin bi yazı yazıyorum ya,helal diyorum kendime.

simsiyah oda,kapkaranlık,monitör ışığıyla parmaklarımın klavye üstündeki gölgesi sevişedursun,beyin damarlarım sinirden çatlayacak ya,bu korkum.

hayır yani ; çatlasın çatlasın hiç sorun değil de, o ; söylemeyi kendime yakıştıramadığım sıfatların sana cuk oturuyo olması asıl sorun.


1 hafta önce nasıldı herşey ,şimdi nasıl?

ne kadar avam.

ne kadar zavallı.


ben buraya bişeyler çiziktirirken senin orada yaptıklarını düşünüyorum da,kekremsi bi hal alıyor yüz ifadem.

herneyse.




yazarın naçizane düşüncesi, sen sen ol , ne birine sır ver, ne de güven. net!

blogum.

dikkate al bu uyarımı,pişman olma sen DE.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder